Bülent DURGAÇ
Şehit Düştüğü Tarih: 5
Kasım 2001
Şehit Düştüğü Yer: İstanbul Küçükarmutlu
Doğduğu Tarih: 25
Eylül 1974
Doğduğu Yer: Kahramanmaraş,
Afşin, Çomudüz Köyü
Mezar Yeri: Akbelen Mezarlığı, Mersin
Bülent Durgaç, 1974 Eylül’ünde Maraş’ın Afşin ilçesi
Çomudüz köyünde doğdu. Ailesiyle önce İskenderun’a, ardından Mersin’e
taşındılar. Lisedeyken okulu terketmek durumunda kaldı, su tesisatçılığı,
dolmuş muavinliği yaptı. Lise yıllarındayken devrimcilere sempati duymaya
başladı. 1991’de dolmuş muavinliği yaparken tanıştığı devrimciler aracılığıyla
mücadeleye katıldı.
Mersin’de bu sömürü ve zulüm düzenine karşı mücadele
ederken, 1993 Haziran’ında tutsak düştü. Okumak, araştırmak onun hiç
vazgeçmediği tutkusuydu. Bu nedenle bulunduğu hemen tüm hapishanelerde
kütüphane sorumluluğunu üstlenmiştir. Malatya, Çankırı ve Bursa
hapishanelerinde kaldı. 1996 ölüm orucunda Ölüm Orucu birinci ekibinde yer
aldı. 69 gün yoldaşlarıyla birlikte adım adım ölümün üzerine yürüdü. Bu eylem
sonrası, unutkanlık, vücudunda denge sorunları yaşadı.
19 Aralık katliamı sırasında Bursa’daydı. Yoldaşlarıyla
birlikte direndi. Ve işkencelerle Edirne F tipi hapishanesinin hücrelerine
atıldı.
13 Ekim 2001’e kadar Edirne F tipi hapishanesinde kaldı.
13 Ekim’de Adli Tıp Raporuyla 6 aylığına tahliye edildi. Armutlu’da
işkencecilerin katlettiği Bülent Durgaç, sekiz buçuk yıldır hapishanedeydi ve
tahliye olalı iki hafta olmuştu.
O, devrimciydi. Direnişin içinden geliyordu. Tahliye
olunca da Armutlu’daki direnişçilerin yanına koştu. Katliamcılar saldırdığında,
o da oturduğu yerde duramazdı. Dışarı çıkıp katliamcıların ölüm orucu
direnişçilerine saldırısını durdurmaya çalıştı. Katiller kurşunlayarak
katlettiler.
***
Bülent Durgaç'dan
Zehra'ya
“Bu onur 'biz'im”
Merhaba Sevgili Zehra,
Sana yazdığım ikinci faksıma
başlarken selam ediyor ve (karalanmış) kucaklıyorum.
Başımız sağolsun halkımızın
başı sağolsun. Ailelerimiz de Gülsüman ablamızdan sonra Canan'ımız da
(karalanmış) kanat çırptı. Canan bir kardeş, (karalanmış), bir yoldaş olarak
öğretmeye devam etti son anına kadar.
Onur senin sevgili Zehra, bu
onur bütün olarak 'biz'im. Nasıl ki bugüne kadar kimseden alacağımızı
bırakmadıysak, bundan sonra da (karalanmış) olsa mutlaka alacağız. Ve Canan'ın
bana yazdığı mektupta da dediği gibi; "... Dediğim gibi moralimiz,
coşkumuz hep böyle yüksek olduğu sürece, umudumuzu hiç yitirmediğimizde yani,
güzel günlere bir o kadar daha yakınız demektir. Bunca açlıktan, acıdan,
ayrılıktan sonra bizim de günümüz gelecek..."
Çok söz söylemeye zaten gerek
yok, (karalanmış) sizler konuşuyorsunuz...
Siz ailelerimiz, “ses hareket
yok” diyenlere inat, direnişin zaferine olan sarsılmaz inancınızla,
direnişimizin yükü ve bedelini bizlerle birlikte omuzladınız. Böyle olması da biz’de
doğal. Bizim ayrı olduğumuzu kim görmüş ki bugüne kadar.
Direnişimizin sesi, soluğu
olarak, suskunlara, seyircilere nasıl mücadele edilmesi, hakların nasıl
alınacağı konusunda da örnek oluyorsunuz.
Bizler böyle bir aile olarak
şimdi direnişin yükünü birlikte omuzlayıp ölüyorsak, zaferin türkülerini de
birlikte söyleyeceğiz, zafer halayına hep birlikte duracağız. Hiçbir şey ama
hiçbir şey bunu engelleyemez.
“Umudun öyküsünü yazmak bize
düştü,
Bize düştü sunmak hayata ömrün
baharını,
Acıları tas tas içmek, kan
tükürmek ihanete,
Bize düştü göz yaşsız ağlamak
genç ölümlere,
Yetim şafaklara kardeş olmak,
Alayla gülümsemek karanlıklara,
Hasret vurgunuyla yanmak,
Vedalaşmadan yürümek
sonsuzluğa... bize düştü.
Tarih payıdır kaçınılmaz
Vurun kanatlarınızı dostlarım."
Selam ve sevgilerimle,
Bülent Durgaç
Edirne F Tipi - 27 Nisan 2001
Hakkında
Daha Geniş Bilgi İçin...
Yoldaşları, yakınları Bülent
Durgaç’ı Anlatıyor: